3 Haziran 2012 Pazar

Bir yudum A.Ş.K

  dolunay tüm ihtişamıyla parlarken denizin sularında aklımda bilinmedik bir yazarın kısa sözcükleri dolaşıyor " bilindik zamanlar ve bilindik yalnızlıklar..."
  aslında nasıl da güzel söylemiştik sevginin , askın, merhametin, saygının, mertliğin ... tanımını bir çırpıda çıkı vermişti ağzımızdan sanki hep var olan bir seymiş gibi . tarif etmek haykırmak kolay ya uygulamak !
  günümüz mecnunları ,ferhatları yada şirinleri leylaları ne oldu size aklınımızı yediniz kendinize gelin bir silkelenin aşk bukadar basit mi ?  sevgi bukadar kolay mı kazanılıyor yada kaybediliyor ...
" -iyiki varsın !!!
  - sensiz yaşayamam !!!
  - seni seviyorum !!!
  -herşeyimsin !!!
  - öl de öleyim !!! vs vs "
  dilin kemiği yok arttır artıra bildiğin kadar sözcükleri , peki bu sözcüklerin kaçı kalbinden gerçekten çıktı kaç tanesi kalbinde yer etti de söyledin ...
   Ask , sevgi kolay elde edilmiyor , sana aşığım demek kolay yasamak zor...
ben askın ölümsüzlüğüne inananlardanım eğer ask her zorluğa göğüs germeseydi , ilk rüzgarda dökseydi sonbahar yaprakları gibi o zaman ne tılsımı kalırdı hayatın...
  ferhat ve şirinin - leyla ve mecnunun anlamı olur muydu ? asırlardır dilden dile gezerler miydi ?
mimar sinanı asırlardır dilden dile dolaştıran aşk değil miydi...
romeo ve juliet aşk için olmemişler miydi ....
mevlana aşk için dökmemiş miydi  göz yaşlarını gecelerce ?
  gözlerinin içine baka baka kim herseye rağmen seni seviyorum diyebilir , ask kendinden önce onu hatırlamak değil midir , onun doğdugu gün doğmak ,gözlerinde bulmak hayatı, onunla yaşlanmak , kendinden fedakarlık yapmak değil midir ...
  AŞK nedir ?
 bunlar değilse ben bilemedim ...
 

ps: gelmemiş sevgiliye hediye olsun ...
 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder