3 Haziran 2012 Pazar

elijin harikaları 2


eveeeet arkadaslar biricik mocadım elifimin birlikte tasarlayıp diktiği birbirinden güzel kıyafetlerin moda cekimlerini gecen gün tamamladık . işin en zoru mankenlik yapmak mışbunu çok iyi anladım  uzatmıcam elbiseler görünce bu yazı bile fazla gelebilir :)
                                                                                                         ellerine sağlık elijiiiimmmm :).







Bir yudum A.Ş.K

  dolunay tüm ihtişamıyla parlarken denizin sularında aklımda bilinmedik bir yazarın kısa sözcükleri dolaşıyor " bilindik zamanlar ve bilindik yalnızlıklar..."
  aslında nasıl da güzel söylemiştik sevginin , askın, merhametin, saygının, mertliğin ... tanımını bir çırpıda çıkı vermişti ağzımızdan sanki hep var olan bir seymiş gibi . tarif etmek haykırmak kolay ya uygulamak !
  günümüz mecnunları ,ferhatları yada şirinleri leylaları ne oldu size aklınımızı yediniz kendinize gelin bir silkelenin aşk bukadar basit mi ?  sevgi bukadar kolay mı kazanılıyor yada kaybediliyor ...
" -iyiki varsın !!!
  - sensiz yaşayamam !!!
  - seni seviyorum !!!
  -herşeyimsin !!!
  - öl de öleyim !!! vs vs "
  dilin kemiği yok arttır artıra bildiğin kadar sözcükleri , peki bu sözcüklerin kaçı kalbinden gerçekten çıktı kaç tanesi kalbinde yer etti de söyledin ...
   Ask , sevgi kolay elde edilmiyor , sana aşığım demek kolay yasamak zor...
ben askın ölümsüzlüğüne inananlardanım eğer ask her zorluğa göğüs germeseydi , ilk rüzgarda dökseydi sonbahar yaprakları gibi o zaman ne tılsımı kalırdı hayatın...
  ferhat ve şirinin - leyla ve mecnunun anlamı olur muydu ? asırlardır dilden dile gezerler miydi ?
mimar sinanı asırlardır dilden dile dolaştıran aşk değil miydi...
romeo ve juliet aşk için olmemişler miydi ....
mevlana aşk için dökmemiş miydi  göz yaşlarını gecelerce ?
  gözlerinin içine baka baka kim herseye rağmen seni seviyorum diyebilir , ask kendinden önce onu hatırlamak değil midir , onun doğdugu gün doğmak ,gözlerinde bulmak hayatı, onunla yaşlanmak , kendinden fedakarlık yapmak değil midir ...
  AŞK nedir ?
 bunlar değilse ben bilemedim ...
 

ps: gelmemiş sevgiliye hediye olsun ...
 



24 Mayıs 2012 Perşembe

geceden

yeni günün ısıklarını beklerken semada,  her evin penceresinden duaların yankılandıgı düşüncesi beni öyle rahatlatıyor ki. gözlerim bir umut ısığına hasretken o dualar bi umud oluyor yüreğime dalga dalga yayılıyor . Huzur...
 inanmak, yargılamadan, düşünmeden, güvenmek  isteği sarıyor  bünyemi güveniyorum ve inanıyorum ...
  Dualar semada yanıtsız kalmayacak anne şefkatinden ustun şefkatiyle bizi öyle bir saracak ki merhameti kalplerimiz huzur bedenimiz mutluluğu tadacak her bir zerre onun adını zikredecek.
ALLAH ...
   Büyüklüğünden ,ululuğun dan, sevginden, merhametinden, şefkatinden ,sorgu olunmayacak yaratıcı bizi öyle sar ki her nefesim senle her adımım senin rızan için olsun bizi sensiz bırakma affına mashar olmuş kullarından eyle
AMİN ...

3 Mayıs 2012 Perşembe

ZİFİR

gece zifiri karanlığı içimde tarifsiz bi sıkıntı karanlıkla birbirimizi boğma yarısındayız ...
hayatın hengamesinde dört nala koşarken insan ne yaptıgının nereye koştugunun farkına varmıyor.
- ben nereye gidiyorum ? ,
cevap:....
bu soruyu sormaya korkarken kendime çevreme bakıyorum herkes bişeylere yetişme telasesinde, takılıyorum peşlerine bir oraya bir buraya ... dönüp kendime baktıgımda hala aynı yerde sayıklıyorum aslında bir arpa boyu yol alamamısım peki bu koşturma niye ?
 cevapsız sorular önü alınmaz koşturmacalar ve ortada koca bir ZİFİR ...
bir kapı diliyorum aydınlığa açılan Yaradandan sadece göğsümde ismini zikrettiğim çırpınıp duran kalbin yüzüsuyu hurmetine ya rab aç artık kapılarını bana ,uzaklaştır tüm yanlızlıklardan sesizliklerden ...
  aç kapıları ya rab tüm sevdiklerime de aç ki görelim önümüzü ,bilelim yolumuz , akmıyız karamıyız biz neyiz bilelim yerimizde saymaktan koru bizi ya rab ... herkese kolaylaştırdıklarını bizim içinde kolaylaştırki şükrümüzü kat ve kat sunalım sana... senden gelene razıyız ya rab sen ancak iyiyi bize sunarsın biz aciz fakir günahkar kullarını seversin, bizleri senin sevgine layık kıl ya rab... açtım kalbimi sana doldur sevginle dilediğin gibi senden çok kimseyi sevdirme ya rab ...
  sana muhtaç kullarını sensiz bırakma yollumuzu nurunla aydınlat ya rab...
                                                                                                       

24 Nisan 2012 Salı

İSTANBUL, PARİS, ROMA HEPSİ BİR ARADA ...

kumaşları görür görmez vuruldum tezgahın önünde dk larca bekledim acaba olur mu diye en sonunda dayanamayıp aldım tezgahtar abla 1 metreden napcaksın dedi bende etek yapıcam diyince yüzüme öyle manasız baktı ki acaba ne yapıyorum dedim ...
  ama moda cesaret işi diyip aldım ve büyük modacım elifimle birlikte eteklerimi bu haline getirdik :)
ben çok beğendim umarım sizde beğenirsiniz :)


   bu etekleri ilk olarak kumaşları aldığım yere giderken giyicem :)

iyiki doğdum :)

bügün 23 nisan hep neşe doluyor insaaaan :) diye şarkılar söyleyelim ve doğum günümü kutlayalım :)
28 yasına bukadar keyifli giren bi benimdir heralde , bu durumda sevgili kuzenlerim ve biricik dostlarımın katkısı var elbette hersene bana yaptıkları kocaman organizasyonlarla beni mest ediyorlar hediyelerde cabası :)
 rabbime sukrediyorum iyi ki varlar iyi ki benimleler  hepinizi çok seviyorum...

17 Nisan 2012 Salı

onlar erdi muradına ...

yeniliklere kolay alısamam , alışkanlıklarımdan da kolay vazgeçemem mesela sabah kahve içmek bi alışkanlıktır ama aksam sadece yoğurt yemek yenilik benim için buna kolay alısılamıyor işte :)
    bu anlattıklarım elbette hayatımdaki basit seyler daha derinden olanlarıda var tabi gerçi uzun zamandır hayatımda değişen derin bi olay yaşamadım bu da bir gerçek ... ama sevdiğim 2 dostum hayatlarındaki en büyük değişikliğe ilk adımlarını attılar . başka bir ev başka bir sehir ve yeni bir yol arkadası alışmak çok zor almasa gerek onlar için çünkü ikisininde gözleri ışıl ışıldı birbirlerine bakarken....
çok uzatmayacağım sadece mutluluğumuzu sizlerle paylaşmak istedim...

    canlarım bir ömür mutlu olun inşllh sizleri çok seviyorum :)

7 Nisan 2012 Cumartesi

Yalın ayak yanlızlık...

  içinde tarif edemediği çığlıkları barındırıyordu.tüm vucudu ona karşı birleşmiş en derin isyanları , acıları ,yok oluşları ona yaşatmak istermişcesine hemde... hayattan soyutlanmak yok olmak istiyordu...
   güvemek zordu , önceden resmine bakmal bile istemediği " öylesine bişey maksat vakit doldurmak " dediği kişinin arkasından şimdi üzülmek ne garipti... aslında alıştırmıştı kendisini , hep bir gidiş vardı aklında ama böylesini hiç düşünmemişti. bir gecede yalanlarla yok olan sevgi güveni de yanında götürmüştü giderken.
  gece boyu düşündü , olabilirmiydi !!!
neden açmamıştı telefonunu . oysa ondan gelecek bir mesaj olmadan uyuyamazdı 7 ayda bunu öğrenmiş olmalıydı. sabah arar diye düşünüp geçirdi aklından geçen kötü düşünceleri . sabah telefonunun hiç çalmadığını gördüğünde gece yakasını bırakmayan kötü düşünceler şiddetini arttırıp oturdu kalbinin tam orta yerine. aradı... aradı... aradı... sonunda telefon açıldı ve karsıdaki o değildi . onun artık olmayacağını söylediğinde kan beynine sıçradı , abğırdı ,çağırdı  telefondaki sese tüm olanların hırsını ondan ondan almak istercesine...
    büyük bir yalanla çıkıp gitmişti hayatından ..
   aslında bu yaşadıklarınında bir yalan oldugunun kanıtıydı.
   elleri bomboştu şimdi ...
  geride sadece koca bir yalan ve yalın ayak korumasız bir yanlız bırakarak...

30 Mart 2012 Cuma

Karadeniz Fırtınası ...


Tadı damağımda kalan kısa bir trabzon maceramın sonunda memleketimin kutsal topraklarında bıraktım kendimi ...
  şimdi sizede ufacık bir karadeniz turu yasatmak istiyorum :) karadenizde 
nereye gidilir ve karadenizde ne yenir diye düşünenlere ufacık bir gezi rehberi sunuyorum :)

evet karadenize gidip de kuymak yememek olmaz heralde kuymak yicekseniz önce maçkaya bağlı coşandere tesislerine uğramalısınız mis gibi tereyağ ve mısır ununun paha biçilmez uyumu ...
  yanlız kuymağı yedikden sonra sümela manastırına yürüyerek çıkmanızı tavsiye ederim :)




 lapa lapa yağan kar doğa ile baş başa odun ateşinin üstünde tereyağ da pişen alabalığın tadını asla unutamayacaksınız .üstüne odun ateşinde pişen mis gibi çayı yudumlamayı unutmayın :)





:)pide diyince akla tabiki karadeniz pidesi gelir akla işte size iki alternatif meşhur peynirli ve kıymalı karadeniz pidesi üzeri tereyağlı ince hamurlu çıtır kenarlı :) bu muthiş pideyi trabzon meydanında yiyebilirsiniz ordan çıkışta boz tepede semaverde çay içmeyi unutmayın
meşhur hamsiköy sütlacı tarife gerek yok sanırım süt ve kavrulmuş fındığın mükemmel uyumu tablo gibi karsınızda . eğer hamsi köye gidemezseniz bu lezzetten mahrum kalacağınız düşünmeyin merkezde birçok lokantada günlük hamsiköy sütlacı bulmanız mümkün ...
tabi karadeniz lezzetleri bunlarla sınırlı değil . trabzona gidip de akçabat köftesi , laz böreği , kaygana , mısır ekmeği ,tursu kavurması, kara lahana dolması ve daha birçoğunu  yemeden sakın dönmeyin benden size tavsiye .
tabi trabzona gelip sadece yemek yemekle olmuyo birde bol bol gezmek lazım yoksa bu yediklerimiz yeni pantolonlar almamıza neden olabilir bende söylemesi :) işte gezilebilecek yerlerden birkaç tanesi .
                          1- sümela manastırı  maçkada 
                         2-boztepe trabzon merkezde
              3-ayder yaylası  rizede 
            4-uzungöl çaykarada 
5- hamsiköy 
      6-karacamağrası
          7-gürcistan - batum
bu arada aklınızda olsun batuma pasaport ve vize uygulaması kalktığı için nufus kağıdınızla gürcistana geçiş yapabiliyorsunuz batum gezilmesi ve görülmesi gereken bir yer tavsiye derim ben gittim  sizlerede tavsiye ederim  .


15 Mart 2012 Perşembe

kar , kış, trabzon ve yemek yemeeeek :)

1 haftalık Trabzon tatilindeyim ve tek işim yemek yemek ve gezmek .
mis gibi bir hava sevdiğim memleket yemekleri ve ben süper bir takım olduk :) tatil dönüşü size Karadeniz yemeklerinden oluşan süper bir yazı hazırlıyorum umarım beğenirsiniz :)

9 Mart 2012 Cuma

EVVEL ZAMAN İÇİNDE ...

 " Ne masallar ninniler söylediler sevdalar üstüne aldatıldık aldatıldık sevda böyle değil .."
    kulağımda çınlayan nameler ve ben küçük bir kızken annemin bana anlattığı o meşhur masallar . hatırlarsınız ; hani " prens ve külkedisi ömür boyu mutlu yaşarlar ..." diye biten masallar . eee ya o masallar nasıl başlar, külkedisi üvey annesine ve üvey kardeşlerine hizmetçilik yapar bir prensin onu kurtarmasını bekler durur. yada prenses olabilmek için 7 adet cücenin ağız kokusunu çeker peşindeki cadılar saf babası da cabasıdır!!!
   şimdi size soruyorum bu masallar böyleyken ve biz bunlarla büyümüşken erkeklerden yada fedakarlıklarımız dan yakınmamız normal değil mi ? daha o zamanlarda bilinç altımıza dantel dantel işlenmiş ...
   bence bütün masal prensesleri  mor çatı altında toplansın çok çektiler bir kooperatif kurup haklarını arasınlar ezdirmesinler artık kendilerini :)))
   masallar şöyle bitsin mesela " ayak numarasından kendisini tanımaya çalışan prense arkasını dönüp ; beni ayak numaramdan tanımaya çalışan adamla işim olmaz demiş ve herşeye arkasını dönmüş kendine  yeni bir hayat kurup kendi ayakları üstünde durabileceğini kimseye ihtiyacı olmadıgını herkese göstermiş ..." gibi mesela :)) . düşünsenize nasıl bir öz güven patlaması :))

   ben değiştirdim bir tanesini sizde değiştirin böylece hiç değilse bizden sonraki nesilleri kurtarmış olalım ne dersiniz :))

23 Şubat 2012 Perşembe

inci inci gönlümdeki birinci

  bir bayana en çok yakışan takı diye sorsam eminim bir çok kişi pırlanta diye cevaplayacaktır . benim için ise incinin yeri her zaman daha farklıdır . kadının bütün zarafetini , saflığını özel olusunu yansıtır . midyenin içinden sadece bir adet çıkar tekdir , diğer incilerle bir araya geldiğinde ise muhteşem bir bütünlük oluşturur.pahalı taşlar yerine inci aksesuarlarımın vazgeçilmezlerindendir. kardeşim Merve için de öyle , onun için yaptığım bilekliği sizlerle paylaşmak istedim.bir parça kumaş ve biraz inci harika bir bilekliğe dönüştü umarım sizde beğenirsiniz :)

ŞİİİİTTT İÇERDE DURU VAR !!!

Arkadaşım Damla bu sıra el sanatlarıyla beni büyülüyor !!! ahşabın bu kadar şirin olanına rastlamak çok zor ama damla bun başarmış bence . 
  çevremizde birçok ahşap boyama kursları var bir çok bayan kurslarda Şaheserler yaratıyorlar . aslında benim ahşap boyama kurslarına olan ön yargımı kırdı . artık sadece kutu yada tepsi boyamıyorlar hayal gücünün sınırı yok bu kapı süsü de bunun bi kanıtı. ellerine sağlık damlacım :)

21 Şubat 2012 Salı

empati

   söyle bir bakıyorum da yaptıgımız bazı seyleri gelecekte ne gibi bi durum ortaya çıkarır diye düşünmeden yapıyoruz. bunun iyi yada kötü geri dönüşümünü elbet alıyoruz. bütün gece aklımı kurcalayan bu duygularla  sabahı sabah ettim .
  hayat seçimlerle dolu biz bir seçim yapıyoruz sonra oturup hayatımızdaki etkilerini izlemeye başlıyoruz. 2 yıl önce bir İnternet sitesinden bulduğum o an beğendiğim ve sayfamda paylaştığım yazının dün gece beni uykusuz bırakacağını hiç düşünmemiştim. hangi ruh hali ile paylaşılmış bir yazı gerçekten bilmiyorum.  bildiğim tek sey çok gereksiz bir yazı olduğu . bugün o yazıyı kaldırdım tabi bu dün gece yasadıklarını düzeltmicek biliyorum ama zararın neresinden dönülürse kardır.
   çevremizde bulunan insanların ruh hallerini tahmin etmek için falcı yada münneccim olmaya gerek yok . kişi muhatabından  ne bekliyorsa bunu onunda  beklediğini bilmesi yeterli. gel görelim bunu unutuyoruz !!! . kimi ben çok kıskancım onu bunu yapma diye sözcükler savururken , kendisinin de kıskanılacağını aklına getirmiyor yada sinirliyim konuşmasın , bana bağırmasın asabi olmasın, derken kendinin de o sırada bağırdığını , sinirli olduğunu hiç aklına getirmiyor . beni önemsemiyor , benim isteklerimi yerine getirmiyor ,yada beni çok sıkıyor ,durmadan ilgi bekliyor diye düşünen kişi acaba gerçekten bütün sorumlukların yada arkadaşlıktan veya ilişkiden beklentisini karşısındakine aktara bilmiş mi, sorumluluklarını yerine getirmiş mi, azıcık düşünmek gerekiyor bunu yapmadığımız zaman ki sonuç: kronik baş ağrıları ağır bi kalp sızısı ...
   aslında biraz empati kursak arkadaşlıklarımız, ilişkilerimiz bizi yıpratmayacak ve üzülmeyeceğiz . ben bana nasıl davranılmasını istiyorsam öyle davranıcam ve içimden geçenleri anlatıcam böylece yanlış anlaşılmalara yer kalmayacak hayatımda diyorsanız bugun bi söz verin kendinize...
 empati kuracağıma söz veriyorum !!!
    

19 Şubat 2012 Pazar

fetih 1453

benim için bazı kişiler ve tarihler önemlidir o önemli tarihlerden biri 1453 . İstanbulu çok sevmem den mi istanbulun beni çok sevmesinden mi orası tartışılır.
 kışın pazar günü yapılacak en güzel şey sinemaya gitmektir. bizde bu düşünce ile 16 şubatta vizyona giren fetih 1453 e gittik. önceleri belediye sinema salonları vardı hani dısardan yiyecek getirilen ,elinde mısır torbalarıyla gezen seyyar satıcı sesi , insanların kafa aralarından film izlemeye çalışırdık. hep bozuk olan klimaları yüzünden yazın ter döker kışın hasta olmamak için dua ederdik . işte bugun o günlere geri döndüm aynı seyleri bidaha yaşadım ufacık tıkabasa bi salon koltuklar hepsi aynı hizada etrafta seyyar satıcılar ve film izlemeye calışan biz . buna rağmen okadar güzel bi film izledim ki bu olumsuzluklara rağmen mutlu cıktım filmden . 
  konusu tam anlamıyla verilmiş savaş sahneleri biraz uzatılmış (ki bu benim fikrim ahmetin çok hoşuna gitti :) ) 
bir ara feth edemicemizi bile düşünmeye bile başlamıştım . genel olarak ailecek gidilecek bir film ki bunun altını kırmızı kalemle çiziyorum bu zamanda ailecek izlenecek film bulmak çok zor. 
  güzel bir pazar geçirmek isteyenlere şiddetle tavsiye ederim  iyi seyirler !!!

15 Şubat 2012 Çarşamba

Eymen'in hırkası :)

   hediyenin parayla alınanı değil elle yapılanı daha makbuldür benim için . tek tek her ilmek de karsında ki insana verdiğin değeri daha iyi anlarsın ...
   zamanını ,emeğin ve sevgin hepsi bir paketin içine sığdırabilirsiniz daha güzel ne olabilir ki ...
   sizde sevdiklerinize böyle ufak dokunuşlarla sevginizi resmedin hem kalıcı olsun hemde sizin içinize sinen bir hediye olsun . 

   yeğenim eymene bende bu hislerle daha o annesinin karnındayken işlediğim hırka hem kolay hem kalıcı bir hediye . 

14 Şubat 2012 Salı

14 şubat muamması

  evet 14 şubatın bitmesine dakikalar kala ; artık elinizden telefonları bırakın ve sakin olun o beklediğiniz telefon veya mesaj bu saate kadar gelmediyse bu saatten sonra beklemenin bir anlamı yok :)
  güldüğüme bakıp bu 14 şubatı mükemmel geçirdiğimi düşünmeyin herhangi bir günden farkı yoktu benim için. gelmesi gereken arama yapılmadı o mesaj hiç alınmadı aslında böyle bir beklentimde hiç olmadı . nedenine gelince önceden yapılmış ağır bi propaganda ile karsı karsıya olmamdı.  eğer ufacık bir mesaj alsaydım bu mesajı abartır da abartırdım  :) sanırım başına gelecekleri bildiğinden hiç yeltenmedi bile ...
   çok büyük bi eksiklik bi acı bi travma yaşadım mı hayır, dedim ya bu günün tek sucu 14 şubat olmak ve erkekler için 15 şubattan hiçbir farkı yok benim içinde öyle...
  o yüzden sevdiklerimizin sevgilerini tek günle değerlendirmeyelim geniş açı ile düşünmenin zamanı şimdi...
                                                hepinize iyi geceler :)

13 Şubat 2012 Pazartesi

elijin harikaları

 biricik modacım ve en önemlisi kardeşim elifimin biricik arkadasım dostum aysenin nişanında giymem için diktiği zümrüt yeşili kadife elbisem o gece sayesinde harika görünüyodum ellerine sağlık elifim ...
  bu arada zümrüt yeşili elbiseyi altın sarısı yada siyahla konbinlemek yerine pudra rengini deneyin üzerinizdeki uyum sizide benim gibi sasırtacaktır eminim !!!
 

Zzzzzzz

                                                                                                                                                               sus artık diye bağırasım geliyor kafamdaki  sese sus artık da uyuyayım !!!
  güneş battığında karanlık çöktüğünde hep içim sıkılır bu zamana özgü bişi değil  anneannemin  söylediğine göre ben cocukken de böyleymişim . hani 7 sinde neyse 70 de de odur derler ya çok doğru söylemişler . tabi gece oldugunda için sıkılıyorsa bunda sadece karanlığın etkisi olmuyor tabi ki başlıyor içerdeki senarist çalışmaya onu ordan alıyo oraya koyu baktı olmuyo ordan kaldırıp başka bir yere koyuyo derken bi bakmışsın saat de yerinde durmamış sabaha da bişey kalmamış derken gün aydınlanır ve sen ( bu ben oluyorum ) uykusuz gecen bir gece ve baş ağrısı ile başbaşa kalmıssın ...
    bu yazıdan buna çare buldugumu felan cıkarmayın sakın ben bulamadım he bunu neden yazdım laf olsun torba dolsun :)
    su hayattan ne öğrendin deseler bana sadece hiç birseyin kafaya takılacak kadar kıymetli olmadıgını öğrendim o bizi umursamıyo çünkü böyle olursa acaba üzülür mü diye düşünmüyor nasıl bi yol izlemesi gerekiyorsa o yolu izliyor bu yüzden gece yatarken yatağa yarını düşünmeyin belkide yarın hiç olmayacak o uykunun tadını çıkarmaya çalısın o yüzden  SESSİZ SEDASIZ DÜŞÜNCESİZ UYKULAR !!!
 
  


8 Şubat 2012 Çarşamba

KÜÇÜK MUCİZELER DÜKKANI

  Mucizelere inanır mısınız ?
 ben inanırım ...
özellikle de aynı gün 2 ayrı insan bana aynı kitabı okumamı ısrarla tavsiye ederse bunu daha çok dikkate alırım hatta işi abartıp totem bile yapabilirim kitap üzerine .masamın üstünde kapağını açmamı bekleyen kitap önce empati kurmalıyım alışmalıyım kitaba elimde evirip çeviriyorken kitabın arkasında dikkatimi çeken cümleler
    '' hayatın içinde dört güçlü kadın...
      küçük mucizeler ,büyük umutlar
      ve dostluğun iyileştirici gücüne dair sımsıcak bir hikaye...''




7 Şubat 2012 Salı

YENİDEN MERHABA

Bir yıl üstüne arkadaşımın yoğun ısrarları üzerine tekrar bir şeyler yazmaya karar verdim ...
Yaa BİSMİLLAH deyip başlayalım o zaman....
hayatımın belli dönemlerinde yazma isteyim hep depreşmiştir. içimden geçenleri kelimelere dökmek nasıl bi deneyim birkez daha tatmak üzereyim. karşımda sağnak yağan yağmur elimde ne çayı oldugunu kestiremediğim bi bitki çayı habibemin verdiği gazla yazıyorum işte :)